günlük hayatta en çok kullanılan ingilizce konuşma kalıpları

🔹 1. How are you?

Anlamı: Nasılsın?

Örnek:

— How are you today?

— I’m fine, thank you.

🔹 2. What’s up?

Anlamı: Ne haber? / Neler oluyor?

Örnek:

— Hey, what’s up?

— Not much, just relaxing.

🔹 3. I’m just looking.

Anlamı: Sadece bakıyorum. (Mağazada sık kullanılır)

Örnek:

— Can I help you?

— No, thanks. I’m just looking.

🔹 4. Can I have...?

Anlamı: ... alabilir miyim?

Örnek:

— Can I have a coffee, please?

— Sure! Coming right up.

🔹 5. How much is it?

Anlamı: Bu ne kadar?

Örnek:

— How much is this shirt?

— It’s $20.

🔹 6. I don’t understand.

Anlamı: Anlamıyorum.

Örnek:

— What did you say? I don’t understand.

🔹 7. Could you repeat that, please?

Anlamı: Tekrar eder misiniz lütfen?

Örnek:

— Sorry, I didn’t hear you. Could you repeat that, please?

🔹 8. Where is the nearest…?

Anlamı: En yakın … nerede?

Örnek:

— Where is the nearest bus stop?

— Just around the corner.

🔹 9. I’m sorry. / Excuse me.

Anlamı: Üzgünüm. / Affedersiniz.

Örnek:

— I’m sorry I’m late.

— Excuse me, where’s the restroom?

🔹 10. It doesn’t matter.

Anlamı: Önemli değil.

Örnek:

— Oh, I made a mistake!

— It doesn’t matter. Don’t worry.

🔹 11. I’m hungry / I’m thirsty.

Anlamı: Açım / Susadım.

Örnek:

— Let’s eat something. I’m hungry.

🔹 12. Let’s go!

Anlamı: Hadi gidelim!

Örnek:

— The movie is about to start. Let’s go!

🔹 13. I think so. / I don’t think so.

Anlamı: Sanırım öyle. / Sanmıyorum.

Örnek:

— Will it rain tomorrow?

— I don’t think so.

🔹 14. Sounds good!

Anlamı: Kulağa hoş geliyor!

Örnek:

— Let’s meet at 5.

— Sounds good!

🔹 15. That’s great! / That’s terrible!

Anlamı: Harika! / Kötü olmuş!

Örnek:

— I got the job!

— That’s great!

🔹 16. Take care!

Anlamı: Kendine iyi bak!

Örnek:

— See you tomorrow. Take care!

🔹 17. I’m on my way.

Anlamı: Yoldayım.

Örnek:

— Where are you?

— I’m on my way, just five more minutes!

🔹 18. I don’t know.

Anlamı: Bilmiyorum.

Örnek:

— Do you know his name?

— No, I don’t know.

🔹 19. No problem. / Not a big deal.

Anlamı: Sorun değil.

Örnek:

— Thanks for your help!

— No problem!

🔹 20. I’m tired.

Anlamı: Yorgunum.

Örnek:

— Let’s go home. I’m tired.

🔹 21. It’s up to you.

Anlamı: Sana bağlı.

Örnek:

— Pizza or burgers?

— It’s up to you.

🔹 22. I’m not sure.

Anlamı: Emin değilim.

Örnek:

— Is he coming tonight?

— I’m not sure.

🔹 23. I can’t believe it!

Anlamı: İnanamıyorum!

Örnek:

— You won the lottery? I can’t believe it!

🔹 24. Don’t worry.

Anlamı: Endişelenme.

Örnek:

— I lost the paper.

— Don’t worry. We’ll find it.

🔹 25. Just a second.

Anlamı: Bir saniye.

Örnek:

— Can you help me?

— Just a second, please.

🔹 26. I’m sorry to hear that.

Anlamı: Bunu duyduğuma üzüldüm.

Örnek:

— My cat passed away.

— Oh no, I’m so sorry to hear that.

🔹 27. What do you mean?

Anlamı: Ne demek istiyorsun?

Örnek:

— This place gives me bad vibes.

— What do you mean?

🔹 28. That makes sense.

Anlamı: Mantıklı.

Örnek:

— He left early because he was sick.

— Oh, that makes sense.

🔹 29. It depends.

Anlamı: Duruma göre değişir.

Örnek:

— Will you go to the party?

— It depends on my work.

🔹 30. I’m ready.

Anlamı: Hazırım.

Örnek:

— Are you ready to go?

— Yes, I’m ready.

''Failure is not the opposite of success; it’s part of success.''

Başarısızlık, başarının zıttı değil; onun bir parçasıdır.